TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanvekili, CHP Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, “Murat Çalık’ın cezaevinde tutulması yaşam hakkı ihlalidir, yaşamına kast edilmesidir!” dedi.
Tanrıkulu, “İzmir’deyim. Buca Kırıklar Cezaevine geldim. Üç ayrı cezaevinde dostlarımızı ziyaret ettim: Murat Çalık’ı, Mehmet Ali Çalışkan’ı, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanımız Tunç Soyer’i, İzmir İl Başkanımız Şenol Aslanoğlu’nu ve Heval Savaş Kaya’yı ziyaret ettim. Üçü de farklı cezaevlerinde kalıyor.” diye konuştu.
Tanrıkulu şu ifadeleri kulllandı:
Murat Çalık’ın sağlık durumu iyi değil, son derece rahatsız. Bu haliyle cezaevinde tutulması gerçekten yaşam hakkı ihlalidir. Ben buna “sağlık hakkı ihlali” falan demiyorum. Kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkı ihlali bile demiyorum, adil yargılanma hakkı ihlali değil. Bu, doğrudan doğruya yaşam hakkının ihlalidir ve yaşamına kast edilmiş durumda. Üstelik iddianamesi yazılmamış, neyle suçlandığı belli değil. Yaklaşık 6 aydır cezaevinde. Ve başka bir tedbirle tedavisini sürdürmesi mümkünken ısrarla cezaevinde tutuluyor. Bunun nedeni açık: Düşman ceza hukuku, kan davası ve yaşamına kast ediliyor. Bunu İzmir’de, cezaevi önünde, tarihe not düşmek için söylüyorum.
Diğer dostlarımızdan Mehmet Ali Çalışkan’ın ise İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile hiçbir ilgisi yok. Reform Enstitüsünün Başkanı ve “kent uzlaşısı davası” nedeniyle, yani İstanbul İttifakı dediğimiz ittifak nedeniyle tutuklandı. Aradan 6 ay geçti; ne iddianame var ne de başka bir gelişme.
Mesele ne kent uzlaşısında: “Kendisini Kürt olarak tarif eden yurttaşlarımız nasıl İstanbul’da bu kimlikleriyle belediye meclisi üyesi olurlar?” Kendisinin aslında bununla alakası yok, bu fikrin sahibi de değil, belediye başkanı da değil, belediyede görevi yok. Ama tam da bu dönemde bu nedenle hapiste olmasını nasıl izah edeceğiz?
Bir yandan “insanlar silah bıraksın, sosyal ve siyasal yaşama katılsın” diyoruz, diğer yandan İstanbul’da bu nedenle belediye başkanlarını ve yurttaşlarımızı hapiste tutacaksınız. Bu samimiyetsizliğin göstergesidir.
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanımızı, il başkanımızı ve diğer arkadaşlarımızı da hiçbir delil olmadan, tutuklamaya haklı kılacak bir delil başlangıcı bile olmadan maalesef cezaevindeler.
Biz ise ziyaret etmeye, dayanışmaya ve mücadele etmeye devam edeceğiz.